23 Nisan 2019 Salı

Ben En Çok 30 Yaşımı Sevdim


    


 Ben en çok 30 yaşımı sevdim. Henüz yarısını geçirmişken bu yaşın bir an durdum ve gördüklerim karşısında kalakaldım. Nasıl da değiştirdi, nasıl da dönüştürdü hayat beni. Hem de tam olmak istediğim kişiye. Evrildim, hem de kırılmadan kıvrılarak, eğilerek, yumuşak bir el dokunuşuyla.

 “Yapmam! Etmem! Gitmem! Söylemem!” dediklerim her ne varsa hepsini “Yaptım! Ettim! Gittim! Söyledim.” 30 yıldır kendime koyduğum ne kadar kural, tabu, duvar varsa hepsini yıkmışım. Ne de güzelmiş böylesi. Hayata direnmek için uğraştıkça kırılan dallarım, kollarım, kalbim; yorulan zihnim, bedenim, gözlerim…Hepinizden özür dilerim. Hayatın aslında bir şey yaptığı da yokmuş. Hayata direnmek dediğim şey kendi önüme, kendi düşüncelerimle yaratıp koyduğum zorluklarmış. Önce bunu öğrendim: “Hayat, ben istemedikçe bana hiçbir şey yaşatamaz!” Böyle deyince her günü bayram havasında yaşamıyorsun elbet, üzüldüğün şeyler de yaşıyorsun, seni üzen insanlarla da muhatap oluyorsun. Ama o zaman da şunu soruyorum kendime: “Ben bunu niye yaşadım?” “Ben bu insanla niye bu konuşmayı yaptım?” Eğer yaşadığın kötü olayların nedenlerini fark edersen ve hangi dersin figüranı olduklarını öğrenirsen evrilerek devam ediyorsun yaşamaya; ama yoookk dersen ki “Hep kötü şeyler benim başıma geliyor! Hep aynı adamlar karşıma çıkıyor. Mutlu olamayacağım! Çok yalnızım!” Sen o dersi iyi öğrenmemişsin ve daha birkaç kez alttan bu dersi alman gerekecek canım benim ;) Her şeyin bir enerjisi olduğu gibi, sözcüklerin de enerjisi var. Ağzınızdan çıkan her şeyi yaşar ya da duyarsınız. Kötü kelimeler kötü enerjiyi çalıştırır ve kötü olayları çağırır hayatınıza; güzel kelimeler pozitif enerjiyi çalıştırır ve güzel duygular yaşayacağınız durumları, insanları çeker hayatınıza. Sizin neler yaşamak istediğinizi "soramadığı" için evren, sizin en çok kullandığınız kelimeleri istediğinizi düşünür ve onu size verir. Ben de bu yaşımda güzel kelimeler kullanmayı seçtim, gerisi FAZLASIYLA geldi.

 Hayat bir sınav değil, hayat bir ders. Ve senin hayatına giren bütün insanlar sana bir şey öğretmek için girer. Kimi iyi şeyler öğretir, kimi kötü. Kimi olman gerekeni gösterir sana, kimi asla olmak istemediğin kişiyi. Ama hepsi bir şey öğretir, bunu unutma. Kimden hangi dersi alman gerektiğini fark ettiğin anda bambaşka yaşamaya başlarsın. Çünkü bilirsin, senin için vardır hayatındaki insanlar. Bizim istediğimiz insanlar girmez hayatımıza, bizim ihtiyacımız olan insanlar girer. Bizim çağrımızdır yani o yanımızdaki, telefonumuzdaki, kalbimizdeki, hatta nefretle aklımızdaki. Görevlerini tamamlayana kadar kalırlar, sen dersini aldığında da giderler. Hem böylece gidenin ardından da üzülmek diye bir şey yaşamamış oluruz eğer “derste” olduğumuzu bilirsek. “Öğrendim ve gitti.”der, huzurla uğurlarız gideni. Hmm istediğiniz halde hala başınızdaysa,ne yapsanız da kurtulamıyorsanız o adamdan/kızdan; demek ki daha “öğreti”nizi öğrenmemişsiniz demektir.


 30 yaşımın her öğretisindeki payınız için hepinize, hayatıma giren tüm canlılara teşekkür ediyorum. Şifa bulduğum, farkındalığımın arttığı, ışıklandığım ve ışık saçtığım bir yaş oldu. Daha çok yolum var, daha çok öğreneceğim var; ama şunu biliyorum: “Ne düşünürsem, onu yaşıyorum; ne yaşıyorsam, onu düşünüyorum.”

 Diledim ve de oldu. 2019 bana şifa oldu, hepinize de bu yazım ve 2019’un kalanı şifa olsun. 

Ben En Çok 30 Yaşımı Sevdim

      Ben en çok 30 yaşımı sevdim. Henüz yarısını geçirmişken bu yaşın bir an durdum ve gördüklerim karşısında kalakaldım. Nasıl d...